Herkesin temel ihtiyacı olan yemek, aynı zamanda hepimizin ortak zevkidir. Modern toplumun karmaşası içinde, her zaman kendi yemeğimizi yapamıyoruz ve dışarıdan hizmet olarak alıyoruz. Yemek hizmeti almanın, milattan önceki Çin imparatorluklarına, Mısır firavunlarına ve eski Roma’ya kadar geri gittiğini biliyor muydunuz? Peki Türkiye’de de 80’li yıllardan sonra otellerde duymaya başladığımız ve artık sıkça karşılaştığımız catering nedir?
Covid-19 salgını, hepimizin hayatında birçok değişikliğe neden oldu. Çalışma şeklimiz, hijyene verdiğimiz önem, sosyal ilişkilerimizde insanlarla olan mesafemiz gibi konularda geçmişten oldukça farklı ve dikkatli davranmaya başladık. Yine bu süreçte, başta sosyal mesafe olmak üzere, çeşitli risklerden dolayı oturma alanları kapatılan restoranlar nedeniyle, yemek yeme alışkanlıklarımızda da değişiklikler oldu.
Ofislere geri dönmeye başladığımız bu dönemde, bir çoğumuz Covid-19 tedbirleri kapsamında ofiste aynı anda bulunan çalışan sayısını azaltmak için gruplandırmalar yaptık.Tam kadroya göre planlanmış çalışan yemek maliyetlerinizi azaltmak, hijyen sorumluluğunu ortadan kaldırmak ve uzaktan çalışan personelinizin yemek hakkını devam ettirmek için yemek kartı çözümümüzü kullanabilirsiniz.
İşletmelerin üzerinde düşündükleri ve çoğu zaman kararsız kaldıkları konulardan biri "Yemekhane mi, yemek kartı mı?" konusudur. İşletmenin boyutlarına, konumuna, yapısına ya da çalışma şekline göre her ikisinin de diğerine göre avantajları olduğu ortadadır. Bu avantajlar net bir şekilde ortaya koyulduğu takdirde, işletme sahiplerinin ve yöneticilerinin karar vermeleri daha kolay olacaktır.Genellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) tarafından geleneksel olarak devam ettirilen yemekhane çözümünün avantajlarını ele alalım;