Kanunen çalışanlara çeşitli durumlar için kullanabilecekleri belirli izin türleri sunuluyor. Ücretli izin ve ücretsiz izin olarak ikiye ayrılan izinler temelde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde oluşturulmasının yanı sıra iş sözleşmeleriyle de çalışanın yasal hakkına aykırı olmayacak şekilde düzenlenebiliyor. Kullanım nedenlerine göre farklı türleri bulunan izin hakları kullanım koşulları, içeriği ve süresi gibi noktalarda birbirinden ayrılabiliyor.
İzin türlerinden biri olan süt izni hakkı doğum yapmış olan bir çalışanın doğumdan sonraki ilk aylarda bebeğini sağlıklı ve düzenli bir şekilde beslemesi için tanınıyor. Süt izni, pek çok ülkede uygulandığı gibi ülkemizde de bir hak olarak kanunlar çerçevesinde düzenlenerek çalışan annelere sunuluyor. Süt izni hakkının uygun bir şekilde çalışana sağlanması ve çalışanlar tarafından uygulanabilmesi adına bu yazımızda sizler için süt izni hakkındaki tüm ayrıntılara yer verdik.
Süt izni, yeni doğum yapmış çalışan annelerin bebeklerine uygun vakti ayırabilmeleri ve bebeklerini düzenli bir şekilde besleyebilmeleri için kullanabilecekleri bir izin türü olarak tanımlanıyor. Süt izni kanun tarafından kadın çalışanlara sunulan bir haktır. Ancak bu izin hakkı memurlar için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu; özel sektör çalışanları için ise 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Bu nedenle de süt izni hakkının içeriği memur ve özel sektör çalışanları için farklılık gösterebiliyor.
Süt izni sayesinde hem memurlar hem de özel sektör çalışanları günün belirli saatlerinde bebeklerini emzirme hakkına sahip oluyorlar. Doğum yapmış ve doğumdan sonra çalışmaya başlamış kadın çalışanlar süt izni kapsamında çalışma saatleri içerisinde bebeği emzirmek için çalışmaya ara verebiliyorlar. Bu ara süresince kadın çalışanın tüm hakları çalışıyormuş gibi devam eder.
Süt izni memurlar ve özel sektör çalışanlarına yönelik farklı kanunlar tarafından düzenleniyor. Bu kanunlar çerçevesinde memurlar ve kadın çalışanlara süt izni süreleri farklılık gösteriyor. Bununla birlikte, süt izni süresi ne kadardır sorusuna hem günlük kullanım süresi hem de toplam süresi açısından ayrı ayrı yanıt vermek gerekiyor.
Özel sektör çalışanları ve memurların gün içerisinde kullanabildikleri süt izni süresi farklılık gösteriyor. Özel sektör çalışanlarına ve memurlara göre günlük süt izni kullanım hakkı şu şekildedir:
Özel sektör çalışanları için 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde düzenlenen süt izni hakkına göre kadın çalışanlara 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için gün içerisinde toplamda 1,5 saatlik süt izni hakkı tanınır.
Memurlar için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde düzenlenen süt izni hakkı kadın memurların süt izni süresi ilk 6 ay içerisinde günde 3 saat, sonraki 6 ayda ise günde 1,5 saat olarak sunuluyor.
Günlük süt izni süreleri farklılık gösterse de özel sektör çalışanları ve memurlara kanun çerçevesinde sunulan toplam süt izni süresi ortaktır. Ancak, özel sektör çalışanları ve memurlar için bu izin süresinin bitiş tarihi farklılık gösterdiği için memurların doğum sonrasındaki süt izni süresi daha fazla oluyor. Bu durumu aşağıdaki sorularla açıklamak mümkündür:
4857 sayılı İş Kanunu’nda özel sektörde çalışanların 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için kullanabilecekleri süt izni süresini 12 ay olarak tanımlıyor. Ancak, kanun kapsamındaki düzenlemede “1 yaşından küçük çocukların” ibaresi yer aldığı için çocuğun 1 yaşına girmesiyle birlikte bu izin süresi sona erer.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda memurlar için süt izni ilk 6 ay ve ikinci 6 ay olmak üzere toplamda 12 ay olarak sunuluyor. Ancak bu süre özel sektör çalışanlarından farklı olarak memurlara doğum sonrası 8 haftalık analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren sunuluyor. Süt izni süresinin analık izninin ardından başlaması ve bitişi için bir yaş sınırlaması olmaması nedeniyle memurlara doğum sonrası sunulan izin süresi özel sektör çalışanlarına sunulan süreye göre daha fazla oluyor.
Çoğul gebelik durumlarında doğum yapan kadın çalışanın süt izni tekil gebelik sonrası alınan süt iznine göre farklılık gösteriyor. Tekil gebeliklerde 16 hafta olan bu izin çoğul gebeliklerde fazladan 2 hafta hakkı tanınarak 18 hafta olarak sunuluyor. Söz konusu fazla sürenin doğumdan önce kullanılması bilgisi olmasına karşın çalışılan kurumla görüşülerek uzlaşılması durumunda bu süre doğum sonrasında da kullanılabilir.
Süt izni hesaplaması çeşitli faktörlere göre farklılık gösteren bir durumdur. Çocuğun erken veya geç doğması, çalışanın durumu, işin özelliği gibi etkenler doğum izni süresini değiştireceği için süt izni hesaplamasını da etkileyen faktörler olarak görülüyor. Bu nedenle, süt izninin ne zaman başladığı ve ne zaman bittiği soruları yanıtlayarak uygun bir şekilde süt izni hesaplanmasını yapmak mümkündür. Bu soruların yanıtları ise şu şekildedir:
Süt izni doğumdan sonra özel sektör çalışanlarının veya memurların sahip oldukları 8 haftalık doğum izninin bitişi ile başlar. Doğum izin süresi 8 haftadan fazla olabiliyor. Bu nedenle, süt izni ne zaman başlar sorusuna en kısa yanıt olarak doğum iznin bitimi veya doğum izni sonrası kullanılabilecek ücretsiz izin sonrası verilebilir.
Süt izninin bitiş tarihi özel sektör çalışanları ve memurlar için farklılık gösteriyor. Özel sektör çalışanları için çocuğun 1 yaşına gelmesiyle birlikte süt izninin süresi biter. Memurlar için süt izni süresi ilk ve ikinci 6 aylık kısaca 1 yıllık süre olarak sunulduğu ve çocuğun yaşı ile bir sınırlandırma getirilmiyor. Bu nedenle, memurların süt izni söz konusu 1 yıllık sürenin bitmesiyle sonlanıyor.
Süt izni saatleri özel sektör çalışanları ve memurlar için farklılık gösterse de bu saatler aynı şekilde kullanılıyor. Süt izni hakkına sahip çalışanlar veya memurlar sahip oldukları bu izin saatlerini gün içerisinde hangi saatlerde kullanabileceğini belirleyerek parça parça kullanabilir. Ancak saatlerin kullanımı tamamen çalışan ve memur insiyatifinde olsa da bu süreçte saatleri belirlerken dürüstlük kurallarının, işveren ve işe olan sadakat yükümlülüğünün göz önünde bulundurulması önemlidir.
Doğum öncesi ve sonrasında 8 haftalık izin hakkı bulunan çalışanların bu sürenin ardından isteğe bağlı olarak belirli bir süre boyunca haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışma hakkı bulunuyor. Başka bir deyişle, doğum yapan çalışanın kaçıncı doğumu olduğuna bağlı olarak bir süre normal çalışma süresinin yarısı kadar çalışabilir. Yarı zamanlı olarak çalışması durumunda ise çalışan ayrıca süt izni hakkından faydalanamaz.
Söz konusu yarı zamanlı çalışma hakkı ile normal çalışma süresinin yarısı kadar çalışma ifade ediliyor. Bu hakkın kısmi (part time) çalışma ile karıştırılmaması oldukça önemlidir. Kısmi çalışanların ise aynı tam zamanlı çalışanlar gibi süt izninden tam olarak yararlanma hakları bulunuyor.
Doğum yapmış ve doğum izninin 8 haftasını tamamlamış kadın çalışanlar tarafından kullanılabilen süt izni bir ücretli izin türüdür. Bu nedenle, izin süresince çalışanlar çalışıyor olarak kabul edilir ve yıllık izinden düşürülemez. Süt izninin yıllık izinden düşülmesi kanunen aykırı bir uygulama olacağı için çalışan alacak davasına başvurabilir.
Süt izni ile doğum yapmış olan kadın çalışanlar ile bebekleri arasındaki gereken asgari birlikteliğin sağlanmasıdır. Çalışanların doğumdan sonraki 8 hafta boyunca kullandığı doğum iznin ardından ücretsiz izne başvurabilir veya kanunda belirttiği şekilde günlük belirli saatlerde sağlanan emzirme iznini kullanabilir. Söz konusu emzirme iznini saatlik, günlük gibi toplu olarak kullanımı hukuki düzenlemelere uygun olmayan bir faaliyet olarak değerlendirilir.
İş Kanunu kapsamında çalışanların işten çıkarmak için geçerli nedenle işten çıkarma veya haklı nedenle işten çıkarma düzenlemelerinde yer alan gerekliliklerin sağlanması gerekiyor. Her iki düzenlemeye göre de çalışanın süt izni kullanması işten çıkarılmak için uygun bir gerekçe değildir. Bu durum kanunda doğum izni gibi hakların kullanılmasının fesih için geçerli olmayacağını belirtilmesi ile destekleniyor. Böyle bir nedenle işten çıkarılan çalışan, hukuken tüm haklarını alabileceği gibi ek olarak ayrımcılık tazminatı da alabiliyor.
İş kazası çok kapsayıcı ve detayları bulunan bir kavramdır. İş kazası tazminatı belirli hal ve olayların gerçekleşmesi durumunda alınabiliyor. Süt izni esnasında gerçekleşebilecek her türlü kaza iş kazası kapsamına girebilir. Bu nedenle de bu sırada gerçekleşen bir iş kazasında çalışana iş kazası tazminatı hakkı doğar.
Süt izni işverenler tarafından çalışanlara sağlanan bir ayrıcalık değil, kanunlar tarafından çalışanlara verilen bir yasal haktır. Bu nedenle, çalışana süt izninin kullandırılmaması çalışan haklarına ve yasal düzenlemelere aykırı uygulama olarak değerlendirilir.
Süt izninin kullandırılmadığı durumlarda, işletmeye idari para cezası uygulanabildiği gibi kanundan doğan hakkı verilmediği için çalışan haklı nedenle sözleşmeyi feshetme hakkı doğar. Bu noktada, çalışan işverenden varsa kıdem tazminatını ve diğer işçilik haklarını talep edebilir. Bu nedenle, işverenlerin veya ilgili yetkililerin çalışan hakkı olarak sunulan süt izni süresine ve işleyişine önem vermesi gerekiyor. Bu noktada ise dikkat edilmesi gerekenler özel sektör çalışanları için şu şekilde özetlenebilir:
Özel Sektör Çalışanı |
|
Süt İzni Süresi |
Günde 1,5 saat |
Süt İzni Başlangıcı |
Doğum izni (8 hafta) sonrası |
Süt İzni Bitişi |
Çocuk 1 yaşına gelince |
Ücretsiz İzin veya Yarı Zamanlı Çalışma Durumunda |
Süt izni kullanamaz |
İznin Toplu Kullanımı |
Kullanılamaz |
Kanunlar çerçevesinde sunulan süt izni gibi düzenlemelerin uygun bir şekilde sağlanması ve uygulanması gerekiyor. Bu noktada hem işverene hem de çalışanlara belirli görevler düşebiliyor. Süt izni ve benzeri düzenlemeler dönemin ihtiyaçlarına bağlı olarak farklılık gösterebildiği için bu düzenlemeler hakkındaki gelişmeleri yakından takip etmek oldukça önemlidir. Multinet Up Blog ile tüm bu gelişmeleri takip edebilir ve aynı zamanda iş süreçlerinize katkı sağlayacak çeşitli avantajları bulunan Multinet Up çözümlerini keşfedebilirsiniz.
Multinet Up Blog’da yer alan içeriğin yalnızca bilgi verme amaçlı olduğunu, hukuki görüş ve tavsiye içermediğini, bilgilerin Multinet Up Blog’un hazırlanma tarihindeki mevzuata dayalı olduğunu ve zamanla mevzuat değişiklikleri ile ilgili kurumların görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabileceğini bildiririz.