Teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşması ile tüm alanlarda olduğu gibi iş dünyasının da dijitalleşme süreci başladı. Dijitalleşme süreci ile iş dünyasında en çok iş süreçlerini gerçekleştirme şekilleri değişti. Yakın geçmişte dijital ortam aracılığı ile iş süreçlerini yürüten şirketler ortaya çıktı. Bu durum tüm ülkelerin dijital ekonominin vergilendirilmesine yönelik bir uygulamanın ortaya konulma gerekliliğini beraberinde getirdi.
Tüm dünyada olduğu gibi dijitalleşme Türkiye’deki iş dünyasını da benzer şekilde yapılandırdı. Dijital faaliyetlerin vergilendirilmesine yönelik uygulama ise ‘dijital hizmet vergisi’ başlığı altında toplandı. Bu yazımızda sizler için dijital hizmet vergisini açıklayarak neleri kapsadığına, özelliklerine ve yükümlülüklerine yer verdik.
Dijital hizmet vergisi kısaca şirketlerin dijital ortamda yürüttükleri iş faaliyetleri veya sundukları her türlü hizmetten alınan vergi olarak tanımlanabilir. 7194 sayılı Kanun ile mevzuatta yerini alan dijital hizmet vergisi ile başta dijital içerik satışları olmak üzere , dijital ortamda sunulan reklamlar ve dijital ortamların işletilmesi ile elde edilen kazançlar vergilendirmeye tabii oluyor. Her vergi türünde olduğu gibi dijital hizmet vergisinin de kapsadığı belirli hizmetler ve mükelleflerinin yerine getirmesi gereken yükümlülükler bulunuyor.
Dijital hizmet vergisi ile temelde hedeflenen hizmet türü reklamcılık olduğu için bu vergi türü dijital reklam vergisi olarak da biliniyor. Ancak, bu vergi türünün kapsamında yer alan dijital hizmetler daha fazladır. Dijital hizmet vergisi kapsamına giren hizmetler şu şekilde sıralanabilir:
● Dijital ortamda yer verilen her türlü reklam hizmetleri.
● Görsel, işitsel veya dijital içeriklerin dijital platformlarda satışı.
● Görsel, işitsel veya dijital içeriklerin dinlenmesi, izlenmesi, oynanması, kayıt edilmesi veya kullanılmasına yönelik hizmetler.
● Dijital platformların sağlanması veya işletilmesine yönelik faaliyetler.
● Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından sunulan aracılık hizmetleri.
Dijital hizmet vergisinin mükellefleri dijital hizmet sağlayan şirketler olarak tanımlanıyor. Gelir Vergisi Kanunu veya Kurumlar Vergisi Kanunu’na bağlı mükellef olup olmamaları, dar mükellefiyette söz konusu dijital faaliyetleri Türkiye’de yer alan işyeri veya daimi temsilci aracılığı ile gerçekleştirip gerçekleştirmemeleri bu şirketlerin dijital hizmet vergisi yükümlülüklerine yönelik mükellefiyetine etki etmiyor.
Dijital hizmet vergisi yükümlülükleri ve mükellefiyeti yüksek ciroya sahip dijital hizmet şirketleri ilgilendiriyor. Bu vergi türünün kapsamına giren hizmetlere yönelik Türkiye’de elde edilen hasılatın 20 milyon TL’den, dünya genelinde ise 750 milyon avrodan fazla olması şirketleri dijital hizmet vergisini ödemekle mükellef tutuyor. Bu tutarların altında ciro yapan şirketler ise vergiden muaf tutuluyor.
Dijital hizmet vergisi, Türkiye’de KDV mükellefi olan hizmet sağlayıcıları için bağlı bulundukları vergi dairesine tarh olunurken, KDV mükellefi olmayanlar için bakanlık tarafından belirlenen vergi dairesine tarh olunuyor. Dijital hizmet vergisi mükellefleri tarafından ödenen dijital hizmet vergisi, gelir ve kurumlar vergisine esas olan safi kazanç tespitinde gider olarak indirilebiliyor.
7194 sayılı Kanunda yer alan madde 6/1 uyarınca dijital hizmet vergisinin aylık vergilendirme dönemleri bulunuyor. Vergi kesintisi yapmakla yükümlü tutulanların ve beyanname vermesi zorunlu olan mükelleflerin söz konusu vergilendirme dönemine ilişkin vergiyi, beyanname veriliş süresinde ödemesi gerekiyor. Mükellefler için beyanname yükümlülüğü vergilendirme sürecinde kazanç elde edilmese de devam eder.
Dijital hizmet vergisi yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi durumunda şirketlerin sunduğu dijital hizmetlere Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından erişimi engeli gelebilir. Ancak, erişim engelinden önce ihtar yoluyla şirketten söz konusu yükümlülüğü 30 gün içerisinde yerine getirmesi istenir. Bu ihtara uyulmaması durumunda ise ilgili dijital hizmet sağlayan şirket hakkında alınan karar BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafına iletilir ve erişim engeli gelen bildirimden 24 saat sonra uygulanır. Dijital hizmet sağlayıcısı olan şirket yükümlülüğünü yerine getirdiğinde ise şirkete bakanlıkça erişim engelinin kaldırılması yönünde karar BTK tarafına iletilir ve 24 saat içerisinde erişim açılır.
Dijital hizmet vergisini diğer vergi türlerinden ayıran çeşitli özellikler bulunuyor. Dijital hizmet vergisinin sahip olduğu bu özellikler şu şekilde sıralanabilir:
● Sadece yüksek ciroya sahip dijital hizmet şirketlerini ilgilendiriyor.
● Vergi matrahı gider, maliyet veya diğer vergiler nedeniyle indirim yapılmaksızın hesaplanır.
● Dijital hizmet sağlayan şirketler elde ettikleri kazancın %7,5 oranına dijital hizmet vergisine tabii olur.
● Vergiye tabii olan kazancın döviz üzerinden hesaplanması durumunda yabancı para ilgili tarihteki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası alış kuru üzerinden hesaplanır.
● Fatura ve muadili belgelerde ayrıca gösterilmez.
● Hizmet türleri bakımında vergi oranı ayrı veya birlikte %1’e kadar indirilebilir veya iki katına yükseltilebilir.
● Vergilendirme dönemi hizmet türü ve faaliyet hacmine bağlı olarak her üç ayda bir tespit edilir.
● Beyannameler GİB’in dijital hizmetler internet sitesi üzerinden elektronik olarak gönderilir.
Dijital hizmet sağlayan şirketler söz konusu faaliyetlerini devam ettirmek için, ilgili vergi kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmeliler. Bu nedenle, zaman içerisinde farklılık gösterebilen vergi yükümlülüklerinin yakından takip edilmesi oldukça önemlidir. Multinet Blog sayfamız üzerinden sadece dijital hizmet vergisi değil diğer vergi çeşitleri hakkında da güncel ve pratik bilgilere ulaşabilirsiniz. Ayrıca, belirli şirket içi süreçlerinizi daha verimli bir hale getiren Multinet UP çözümleri ile çeşitli vergi avantajları elde edebilirsiniz.