Sosyal mühendislik kavramı, günümüz dijital dünyasında karşılaştığımız en sofistike saldırı yöntemlerinden biridir. Dijital dönüşüm çağının beraberinde getirdiği yenilikler ve teknolojik gelişmeler ile birlikte giderek daha önemli bir konu hâline geldiği söylenebilir. Günümüzde sadece teknik zafiyetler değil, aynı zamanda insan doğasındaki güven duygusunu hedef alan manipülasyonlar da artmış durumdadır.
Geleceğe yönelik bir vizyonun temelinde sürdürülebilirlik yatar. Bu kavram; artan kaynak tüketimi, çevresel sorunlar ve toplumsal eşitsizlikler gibi küresel zorluklar karşısında günümüzün en mühim meselelerinden biri hâline gelmiştir.
Lojistik, akla gelen her türlü ürünün ve bilginin servis akışını sağlamaktır. Ürünü başlangıç noktasından varış noktasına dek ulaştırma sürecinin yönetimi olarak da bu kavram tanımlanabilir. Planlama, yönetim ve koordinasyonun oldukça önemli olduğu lojistik sektöründe bir diğer hayati durumsa tüm bunları çevreyi de hesaba katarak yapmanızdır. Bu noktadaysa sürdürülebilir lojistik adımlar son derece önem kazanmıştır.
Sürdürülebilirlik, kısa ve genel tabirle kaynakların sınırlı olduğunu bilerek hareket etmek anlamına gelir. Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamasına engel olmadan var olan kaynakların doğru şekilde kullanılması bu noktada esastır. Artan dünya nüfusuna paralel olarak gelişen kaynak ihtiyacını doğru şekilde kullanmak gerekir. Sürdürülebilirlikte amaçlanansa tam olarak kaynakların doğru ve kontrollü şekilde kullanılmasını sağlamaktır.