Konkordato, finansal zorluklar yaşayan şirketlerin borçlarını yapılandırma sürecidir. Süreç, şirketlerin alacaklılarla borçlarını yeniden yapılandırmak için anlaşmaya varmalarını sağlayarak, iflasın önüne geçilmesini hedefler. İşletmeler, bu süreci doğru yöneterek likidite sorunlarını aşabilir ve daha sürdürülebilir bir finansal yapı kurar. Konkordato ilan etmek, işletmelere belirli bir süre için alacaklıların yasal takibinde korunma imkânı tanırken borçların ödenmesi için gerekli zaman ve esnekliği de sağlar. Bu sürecin başarıyla yönetilmesi, şirketin piyasada yeniden güven kazanmasına ve faaliyetlerine devam etmesine olanak tanır. Konkordato ilan etmek isteyen şirketlerin, mahkemeye iflas tehlikesi içinde olduklarını objektif ve somut delillerle göstermeleri zorunludur. Aksi halde konkordato talebi reddedilir.
Konkordato, mahkeme gözetimi altında alacaklılarla uzlaşı temelli bir yeniden yapılandırma aracıdır. Uygulamada üç temel yöntem bulunur. Her biri farklı bir ödeme mantığına ve hukuki akışa dayanır.
Süreç iflas içi veya iflas dışı yürüyebilir. Bu noktada kritik ayrım, yönetimin faaliyetlerini komiser denetimiyle sürdürmesi ve alacaklıların projeye oy vererek planı kabul etmesidir. İflas içi konkordato, iflasın açılmasından sonra, iflas masası kurulmadan önce ve tasfiyeye geçilmeden önce yapılır. İflas dışı konkordato ise iflas açılmadan önce uygulanır. Rehinli alacaklar, ayrı olarak değerlendirilmelidir. Teminat değerine ilişkin yaklaşımlar ile konkordato sürecinde bankalar ile pazarlık gücü, bu aşamada belirginleşir.
İflas erteleme süreci, sadece bir dilekçeyle başlayıp sonuçlanan bir prosedür değildir. Aksine çok katmanlı, dikkatle yürütülmesi gereken hukuki ve mali bir süreçtir. Adım adım işleyişi şöyledir:
İflas erteleme süreci, kulağa yalnızca bir borç erteleme mekanizması gibi gelebilir. Oysa doğru yönetildiğinde işletmenin toparlanması için gerçek bir ikinci şanstır.
Konkordato ilan etmek için şirketlerin mahkemeye başvurması gerekir. Başvuru süreci, şirketin finansal durumunun detaylı bir analizi ile başlar. Bu analiz, şirketin varlıkları, borçları, gelir-gider dengesi ve alacaklılara önerilecek ödeme planını içeren bir mali rapor şeklinde mahkemeye sunulur. Raporun hazırlanması sırasında, şirketin mali tabloları, borç yapıları ve ödeme kapasitesi gibi kritik bilgiler dikkatli bir şekilde incelenir. Mali rapor, sürecin başarısını büyük ölçüde etkileyen en önemli belgelerden biridir.
Mahkeme, sunulan belgeleri değerlendirir ve şirketin konkordato talebini kabul edip etmeme kararını verir. Konkordato başvurusu sırasında mali durumun tam ve doğru beyanı zorunludur; aksi halde başvuru reddedilir ve hukuki yaptırımlar uygulanabilir. Konkordato kararlarına karşı, usulüne uygun olarak belirli süreler içinde itiraz ve temyiz yolları açık olup, bu mekanizmalar sınırlı ancak mevcuttur. Şayet talep kabul edilirse, şirket belirli bir süre boyunca alacaklıların hukuki takibinden korunma hakkı kazanır ve bu süre zarfında, borçlarını yeniden yapılandırmak için çalışmalar yapar. Çalışmalar, sürecin önemini vurgular ve gerekli mali danışmanlık hizmetleriyle işletmelere rehberlik eder. Böylece, bu süreci en az hasarla geçirmelerini sağlar.
Mahkeme tarafından konkordato talebi kabul edilirse şirkete önce geçici, ardından kesin mühlet süresi verilir. Başvuruda mahkeme önce 3 aya kadar geçici mühlet kararı verir. Bu süre sonunda mahkeme olumlu karar verirse kesin mühlet süresi başlar ve bu süre en fazla bir yıldır. Bu süreçte icra takipleri durur, teminat mektupları ve banka kredileri yeniden yapılandırılabilir ve şirket alacaklılara karşı yasal koruma altına alınır. Şirket, komiserin gözetiminde faaliyetlerine devam eder. Sürecin başarılı ilerlemesi hâlinde borçlar yapılandırılır ve şirket iflastan kurtulur; aksi durumda iflas prosedürleri başlatılabilir.
Konkordato ve iflas kavramları, sıkça aynı bağlamda anılsa da aslında iki farklı hukuki çözüm yoludur. En temel fark; erteleme sürecinin şirketi yaşatmayı, iflasın ise tasfiyeyi hedeflemesidir.
Sonuç olarak, konkordato süreci, şirketin toparlanmasına ve borçlarını yönetilebilir bir çerçevede ödemesine imkân tanırken iflas, işletmenin hukuki ve ekonomik olarak sonlandırılmasını ifade eder.
Konkordato ilanı, şirketler için bir can simidi olabilir; ancak bu sürecin yanlış yönetilmesi, yalnızca vakit kaybı değil, iflasa giden yolu da kısaltabilir. Bu nedenle bazı kritik konulara özellikle dikkat edilmesi gerekir.
Sonuç olarak, konkordato sadece borç erteleme değil; çalışanlardan bankalara, alacaklılardan kamu kurumlarına kadar birçok tarafın sürece dâhil olduğu, çok yönlü bir yeniden yapılanma sistemidir. Bu yüzden sürecin hem hukuki hem finansal açıdan titizlikle yürütülmesi, ileride doğabilecek krizlerin önlenmesinde hayati rol oynar.
Her türlü ticari işletme, konkordato ilan eden firmalar arasına girebilir. Bu süreci başlatmak için, şirketlerin ticari faaliyetlerde bulunması ve borçlarını ödeyemez hale gelmiş olması gerekir. Konkordato alan firmalar, özellikle finansal sıkıntılar nedeniyle iflasın eşiğine gelen ve borç yükü altında ezilen şirketler için geçerli bir çözüm yolu sunar. Bu süreç, şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi ve finansal yapılanmasını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için gereklidir.
Şirketlerin bu zorlu süreçte, doğru kararları alabilmesi için gereken desteği sağlar. Firma, sürecin planlanması ve yürütülmesinde şirketlere özel danışmanlık hizmetleri sunar. Bu hizmetler, borçların yeniden yapılandırılması ve işletmenin piyasadaki yerini koruması konusunda yardımcı olur. Böylece şirketler, finansal krizleri aşarak stabil bir yapıya kavuşur ve uzun vadede sürdürülebilir başarı elde eder.
Her işletme konkordato ilan edemez. Bu hukuki koruma, yalnızca mali durumu bozulan; ama ticari varlığını sürdürebilecek kapasitedeki borçlular için tasarlanmıştır. Aşağıdaki kişi ve kurumlar konkordato başvurusunda bulunamaz:
Bu sınırlamalar, sistemin suistimal edilmesini önlemek ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin hukuki korumadan faydalanmasını sağlamak amacıyla getirilmiştir. İflas konkordato belgesi için başvuru öncesinde bu kriterlere dikkat edilmesi, sürecin kabul edilme ihtimalini doğrudan etkiler.
Konkordato ilan eden şirketlerin güncel listesine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bilgi Sistemi, ticaret sicil gazetesi veya UYAP Vatandaş Portalı üzerinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca bazı bölge adliye mahkemeleri ve ticaret mahkemeleri, ilgili kararları kendi sitelerinde de yayımlar. Resmî ilanlara bakılmadan duyumlarla hareket etmek yerine, bu kaynaklardan doğrulama yapmak önemlidir. Özellikle kesin mühlet süresi verilmişse mahkeme kararı açıkça yayımlanır ve kamuya ilan edilir.
Konkordato süreci, genellikle bir ile bir buçuk yıl sürer. Bu süre, mahkemenin takdirine bağlı olarak uzatılabilir. Süreç boyunca şirket yönetimi, borçları yeniden yapılandırmak ve işletmenin finansal durumunu iyileştirmek için aktif çalışmalar yapar. Bu dönemde, alacaklılarla yapılan görüşmeler, ödeme planlarının yeniden düzenlenmesi ve varlık yönetiminin optimize edilmesi gibi faaliyetler öne çıkar. Konkordato süreci sona erdiğinde ise iki senaryo görülür.
Şirket yeniden yapılandırma planını başarıyla tamamlarsa ve borçları yeniden düzenlerse, süreç sona erer. Şirket normal faaliyetlerine devam eder. Eğer şirket borçları yapılandırmayı başaramazsa ve finansal durumu düzelmezse, iflas süreci başlatılır. Bu süre zarfında şirketlere stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak, onların bu kritik dönemi başarıyla yönetmelerine yardımcı olur ve iflasa sürüklenmelerini önlemeye çalışır.
Konkordato ilanı sonrasında alacaklıların atması gereken adımlar, alacaklarını koruma altına almayı hedefler. Alacaklıların konkordato sürecinin detaylarını anlamaları ve şirketle iletişime geçmeleri önemlidir. Bu süreçte, alacaklıların alacaklarını tahsil edebilmek için şirketle yapılandırma planı üzerinde anlaşmaya varmaları gerekir. Alacaklılar mahkeme tarafından belirlenen ve konkordato sürecini denetleyecek komiserle de iletişimde kalır.
Alacaklıların haklarını korumak adına sürecin her aşamasını takip etmeleri, gerektiğinde hukuki danışmanlık alarak, varlıklarını koruma altına alan hukuki işlemleri zamanında yapmaları önerilir. Bu süreçte, alacaklılara yönelik bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri sunarak, tüm tarafların haklarının korunmasına katkıda bulunur.
Şirketler, konkordato hukuku kapsamında belirli şartlar altında mallarını satabilir. Bu tür satışlar, mahkeme gözetiminde ve alacaklıların haklarını korumak amacıyla sıkı bir denetim altında gerçekleştirilir. Konkordato süreci başladığında, şirket varlıklarının yönetimi, mahkeme tarafından atanan bir komiser gözetiminde devam eder. Bu süreçte gerçekleştirilecek her türlü varlık satışı, öncelikle alacaklıların çıkarlarını gözetmek ve şirketin borçlarını azaltmak amacıyla planlanır. Satışlar için tüm işlemler şeffaflık ilkesi çerçevesinde yürütülür. Konkordato sürecinde şirketin mal varlığını satabilmesi için mahkeme ve komiser onayı gerekir; aksi halde satışlar geçersiz sayılır. Konkordato ilan etmek için şartlar arasında yer alan bu düzenlemeler, şirketin mali durumunun stabilizasyonuna katkıda bulunurken aynı zamanda, alacaklıların haklarının korunmasını sağlar.
Konkordato, alacaklılarla yapılan bir anlaşma sonucunda veya mahkemenin verdiği kararla sona erer. Şirketin konkordato ilan etmesi, yeniden yapılandırma planının başarılı bir şekilde uygulanmasına ve şirketin finansal istikrarını yeniden kazanmasına bağlıdır. Bu süreçte şirketin alacaklılarıyla yapılan anlaşmaların koşullarının tam olarak yerine getirmiş olması gerekir. Mahkeme, sürecin sonunda şirketin mali durumunu tekrar değerlendirir.
Şirket borçları yapılandırmada başarılı olmuşsa ve sürdürülebilir mali yapı sergiliyorsa konkordato sonlandırılır. Bu durumda şirket, hukuki koruma altından çıkar ve normal iş faaliyetlerine devam etme hakkını geri kazanır. Sürecin sonlandırılması, aynı zamanda şirketin piyasa ve alacaklıları nezdinde güvenilirliğini artırarak uzun vadeli iş sürekliliğini sağlamasına olanak tanır.
Geçici mühlet süresi 3 ay, kesin mühlet ise 1 yıldır. Mahkeme gerekli görürse bu süre 6 ay daha uzatılabilir. Toplamda azami süre 1,5 yıldır.
Konkordato faydalarının başında borçlu şirket alacaklıların takibinden geçici olarak korunması ve iflasın önüne geçilmesi gelir. Aynı zamanda şirket, faaliyetlerini sürdürmeye devam ederken borçlarını yapılandırma fırsatı kazanır.
Şirketi mevcut yönetim kadrosu yönetmeye devam eder; ancak mahkeme tarafından atanan konkordato komiseri süreci denetler. Gerektiğinde müdahalede bulunabilir.
İşçilerin mevcut hakları saklıdır ve işten çıkarma işlemleri için yasal prosedürlere uyulması gerekir. Kıdem ve diğer işçilik alacakları konkordato kapsamındadır.
Ticaret Sicil Gazetesi, UYAP Vatandaş Portalı ve Resmî Gazete'de yayımlanan ilanlarla öğrenilebilir. Mahkeme kararı açıkça duyurulur.
Evet, çalışanların maaş alacakları öncelikli alacaklar arasında yer alır. Ancak ödeme süresi mahkemece verilen mühletlere göre şekillenebilir.
Yapılandırma planı başarıyla uygulandığı takdirde süreç sona erer ve şirket normal faaliyetlerine döner. Aksi takdirde iflas kararı verilebilir.
Uyarı: Multinet Up Blog’da yer alan içeriğin yalnızca bilgi verme amaçlı olduğunu, bilgilerin Multinet Up Blog’un hazırlanma tarihindeki bilgilere dayanarak hazırlandığını ve bilgilerin daha sonra değişebileceğini unutmayınız!