Şirketler, tüm finansal faaliyetlerine ve hedeflerine ulaşmaları için atmaları gereken adımları bir mali yıl içerisinde gerçekleştirmelidir. İşletmeler ürünlerini, hizmetlerini ve finansal kaynaklarını göz önünde bulundurarak belirlediği hedefleri, yıllık iş planı ile raporlandırır. Pek çok şirket finansal performanslarını okumak ve değerlendirmek için birtakım göstergelerden yararlanır. Yatırımcılara ve ortaklara şirketin yakın zamandaki genel durumu hakkında bilgi veren bilançolar, dönem içerisinde gerçekleştirilen tüm faaliyetlerin özeti olarak işlev görür.
Bilanço, özellikle muhasebede kullanılan en temel finansal tablolardan biridir. İşletmelerin tüm varlığı ve alacak verecek durumu söz konusu tablolarda yer alır. Varlığın raporlanması, borçların ve öz kaynakların tutulması gibi işlemler de bu göstergeler üzerinden gerçekleştirilir. Şirketler ve yatırımcılar çizelgeden yola çıkarak işletmenin mali durumu hakkında çıkarım yaptığı için bilanço hazırlama işlemi titizlikle yapılmalıdır.
En temel finansal beyannamelerden biri olan bilanço, dönem sonlarında kâr-zarar raporları baz alınarak muhasebe standartlarına uygun şekilde hazırlanır. Üstelik bilanço düzenlemek, muhasebe kaydı tutan tüm işletmeler için yasal bir yükümlülüktür. Bazı durumlarda istisnalar da söz konusu olabilir. Örneğin şahıs ortaklıkları gibi özel şirketlerin bilanço paylaşma zorunluluğu mevcut değildir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 176. maddesi uyarınca tüccarlar defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılır. 1. sınıf tüccarlar, bilanço tutma esasına göre defter tutmalıdır. 2. sınıf tüccarlar ise işletme hesabı esasına göre defter tutmakla yükümlüdür. Buna göre yalnızca 1. sınıf tüccarların bilanço defteri tutması ve gereken durumlarda söz konusu verileri beyan etmesi zorunludur.
Bilanço, bir işletmenin belli bir tarihte sahip olduğu varlıklar ile bu varlıkların sağladığı kaynakları gösteren mali tablodur.Bilanço tablosu, şirketlerin belirli bir süre zarfında neler yaptığına dair bilgi vermesi açısından oldukça önemlidir. Söz konusu çizelgelerin hazırlık aşamasında özellikle bazı temel noktalar üzerinde durmak gerekir. Bu finansal tablolar, şirketlere ve yatırımcılara şu konularda yol gösterir:
Bilançolar, şirket faaliyetlerinin etkinlik ve başarı derecesini ölçmeyi sağlayan verilerdir. Özellikle işletmenin hedeflerine ulaşma doğrultusunda gösterdiği performansı tespit etmesine ve bu sayede geleceğe yönelik stratejiler kurgulamasına katkı sağlar. Böylelikle şirketlerin değişen ekonomik koşullar doğrultusunda istikrarını koruması mümkün olur.
Yatırımcılar ve şirketler söz konusu veriler ışığında işletmelerinin değerini öğrenebilir, güncel tablolar ile önceki dönemin bilançolarını kıyaslayabilir. Böylece şirketin geçmişini, bugününü ve geleceğini hem finansal hem de operasyonel performans açısından değerlendirmeleri mümkün olur. İşletmeler mali yılın verilerini aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerle de karşılaştırabilir. Bu sayede firma, sektördeki rekabet gücünü görebilir ve buna göre çalışmalar yapabilir.
Bilanço verileri, şirketlerin gelir-öz kaynak ve asit-test oranını ortaya koyar. İşletme, böylece nakde dökülebilecek varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama oranını belirleyebilir. Elde edilen gelir ve nakit akışı gibi sistemler, şirketin finansal durumunu en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlar.
Genel teamüle göre bilanço dönemleri 3, 6 ve 9 aylık veya yıllık periyotlardan oluşur. Halka açık şirketler, genel kabul görmüş muhasebenin dönemsellik ve şeffaflık ilkesine uygun şekilde 3 ayda bir bilanço güncellemeyi tercih eder. Pek çok şirket yıllık bazda raporlar düzenler. Bu işletmeler esasen herhangi bir tarih belirlemekte özgürdür; ancak genellikle 31 Aralık gününü kullanırlar.
Bilanço, aktif ve pasif olmak üzere iki bölümden oluşur. Bir işletmenin varlıkları, aktifliğini gösterir. Şirketin söz konusu varlıklara sahip olmak için üstlendiği yükümlülükler ise pasif kısmı oluşturur. Mali yıl sonunda bu iki değerin eşit olması beklenir.
Bilanço, iç ve dış kaynakların nereden sağlandığını ve nerelerde kullanıldığını gösteren mali bir tablodur. En yaygın formülü ile “Varlıklar = Borçlar + Öz Kaynaklar” denklemine dayanır. Tüm bu varlıklar, kendi içerisinde kısa ve uzun vadeli olarak sınıflandırılabilir. Yazımızın devamında bilanço kalemlerini detaylı bir şekilde aktardık.
Dönen varlıklar, bilanço kalemleri tablosunda yer alan göstergelerden biridir. Şirketin sahip olduğu likit varlıklar bu bölüme dâhildir. Dönen varlık kalemleri şu şekilde sıralanabilir:
1 yıl içerisinde nakde dönüştürülebilecek varlıklar dönen varlık kapsamındadır. Ayrıca işletmenin dönem içerisinde satmak için ürettiği veya aldığı mallar da dönen varlıklara örnektir. Tablonun sol kısmındaki aktif kısımda yer alır.
Duran varlık kalemleri, şirketlerde hâlihazırda var olan demirbaşlar olarak düşünülebilir. Bir mali yıl içerisinde nakde dönüştürülemeyecek olan varlıklar, bu kapsamdadır. Söz konusu kalemi; arsalar, binalar, amortismanlar, lisanslar ve patentler gibi maddi ve maddi olmayan varlıklar oluşturur.
Borçlar, bir şirketin belirli bir süre içerisinde ödemesi gereken finansal yükümlülüğüdür. Pek çok işletme borçlarını yapılandırarak vadelere bölmeyi ve belirli miktarlarda ödeme yapmayı tercih eder. Söz konusu kalem; kredileri, alınan borçlanma sertifikalarını ve faiz giderlerini içerir. İşletmeler, diğer kalemlere ek olarak şirketin borçlarını da hesaba katmalıdır. Doğru ve eksiksiz bir bilanço raporu hazırlamak ancak bu şekilde mümkün olur.
Şirketler, sahip olduğu kaynakları iki farklı şekilde finanse edebilir. Bunlardan ilki dış kaynaklar; yani yükümlülüklerdir. İkinci yöntem ise öz kaynak finansmanıdır. Bir diğer adıyla iç kaynaklar, şirketin geçmişten bu yana elde etmiş olduğu kârları kapsar. Bu kalem, aynı zamanda şirketin toplam defter değeri olarak da düşünülebilir. İşletme sahiplerinin ve ortaklarının şirkete yaptıkları yatırımları gösteren bir kalemdir.
Bilanço hazırlamak, dikkat ve hassasiyet gereken bir işlemdir. Dolayısıyla bu aşamada alanında uzman bir mali müşavirden destek almak faydalı olacaktır. Söz konusu tablolar, farklı içeriklere sahip bölümlere ayrılır. Rapor hazırlanırken hangi bölümlerde hangi içeriklere yer verilmesi gerektiğini yazımızın devamında ele aldık.
Söz konusu gösterge bir tarafta aktiflerin diğerinde ise pasiflerin yer aldığı “T” şeklinde bir tablodur. Bilanço kontrolü yapılırken “Toplam Varlıklar = Toplam Yükümlülükler + Toplam Öz Kaynak” işleminde her iki tarafın da dengede olması esas alınmalıdır. İşlemde eşitlik sağlanamıyorsa hazırlanan bilançonun hatalı olması muhtemeldir.
Finansal tabloları doğru şekilde analiz edebilmek için bilanço özelliklerini bilmek gerekir. Bu sayede bilançoyu okumak ve şirketin finansal pozisyonunu yorumlamak mümkün hâle gelir. Bir şirketin bilançosunu yorumlamak için söz konusu tablonun her bir kalemini ayrı ayrı incelemek ve söz konusu verileri geçmiş senelerdeki performans ölçümleri ile kıyaslamak gerekir. Böylelikle elde edilen gelişmeler veya oluşan gerilemeler daha iyi anlaşılabilir.
Multinet Up Blog’da yer alan içeriğin yalnızca bilgi verme amaçlı olduğunu, hukuki görüş ve tavsiye içermediğini, bilgilerin Multinet Up Blog’un hazırlanma tarihindeki mevzuata dayalı olduğunu ve zamanla mevzuat değişiklikleri ile ilgili kurumların görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabileceğini bildiririz.