Kredi, teminat mektubu ya da iş yeri kira sözleşmesi gibi ticari metinlerde müteselsil kefil ibaresi sıkça karşımıza çıkar. Bu imza, borçlunun ödemediği tutarı aynen üstlenmeyi kabul eden kefile aittir. Üstelik bu durumda alacaklı, tahsilat için önce borçluya gitmeyi kabul etmek zorunda da değildir. Bu nedenle müteselsil kefalet, finansman açısından alacaklıya güçlü koruma sunarken kefil için yüksek risk barındırır. Yazının devamında kavramın tanımsal çerçevesini, hukuki dayanaklarını ve tarafların sorumluluk sınırlarını güncel mevzuat dâhilinde ele aldık.
Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesi uyarınca müteselsil kefil, borçlu ödeme yapmadığı takdirde alacaklının borcun tamamı için doğrudan başvurabildiği kefalet tipidir. Burada kefil, borçluyla sırayla değil, birlikte sorumlu kabul edilir. İcra takibi başlatmak için borçlunun mal varlığına öncelik arama şartı yoktur. Sorumluluk, sözleşmede yazılı limit ve tarihle sınırlı olur, aksi belirtilmedikçe kefalet süresi on yılı aşamaz. Kefil, ödeme yaptıktan sonra rücu hakkına sahiptir, fakat bu hak ancak alacaklının tahsilatından sonra devreye girer.
Bir sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil ifadesi yer alıyorsa aynı kişi iki ayrı sıfat üstlenir. Müşterek borçlu, borcun doğrudan tarafıdır. Müteselsil kefil ise asli taraf olmaksızın borcu üstlenir, ancak sorumluluk gücü aynıdır. Müşterek borçlu ödeme yapmazsa alacaklı kefile değil, doğrudan her iki borçluya birlikte icra takibi açabilir.
Bu yapı, alacaklı açısından güçlü bir teminat oluştururken kefilin kişisel mal varlığını alacağın tamamı için sorumlu kılar. Dolayısıyla kefalet imzalanmadan önce limit, faiz, ferî giderler ve müteselsil kefil süresi sözleşmede açıkça belirtilmelidir. Aksi hâlde doğacak belirsizlik, taraflar arasında uzun süren uyuşmazlıklara yol açabilir.
Borç ödenmediğinde kefil, alacaklının talebini geciktirmeden karşılamakla yükümlüdür. Bu durum, müteselsil sorumluluk kavramıyla özetlenir. Sorumluluk sınırı sözleşme özelinde belirlenir. Fakat ferî alacaklar, genellikle bu sınıra dâhildir. Bu nedenle kefalet sınırları, sözleşmede açık ve ölçülebilir olmalıdır.
Bu çerçeve, alacaklının teminatını güçlendirirken kefilin mali riskini artırır. İmza öncesi limit, faiz oranı ve kefalet süresi netleşmediği takdirde taraflar uzun süren uyuşmazlıklarla karşılaşabilir.
Türk Borçlar Kanunu m. 581-603, kefalet sözleşmesini hem şekil hem de sorumluluk bakımından ayrıntılı biçimde düzenler. Bu hükümler, kefilin korunması için belirli sınırlar koyar.
Bu çerçeve, sözleşmenin hem tarafları hem de üçüncü kişiler açısından öngörülebilirlik sağlar. Şekil şartlarına uyulmadığında mahkeme, kefalet taahhüdünü hiç doğmamış kabul eder. Bu durum, alacaklının teminatını zayıflatır ve tahsil süresini uzatır.
Kefil adayının mali gücü incelendikten sonra banka veya alacaklı ön onay verir. Son aşamada resmî kefalet senedi imzalanır ve damga vergisi doğar.
Bu akış, kefilin risk sınırını netleştirir. Süre dolduktan sonra alacaklı doğrudan kefile başvuramaz. Ancak borçluya yönelme hakkı devam eder.
Kefalet, finansman dışında lojistik ve enerji projelerinde de teminat aracı olarak yer alır.
Her belge tipinde ayni teminat yoksa kefalet, alacaklıya ikinci bir güvence katmanı sağlar.
Ticari gayrimenkul kiralamalarında, mal sahibi uzun vade riskini azaltmak için kefil talep eder. Müteselsil kefil kira sözleşmesi örneği şu unsurları içerir:
Bu metin, alacaklıya ödeme garantisi verirken kiracıya da pazar koşullarında avantajlı kontrat yapma imkânı sunar.
Borcun vadesi geçtiğinde alacaklı, hiçbir ön koşul aramadan kefile icra takibi başlatabilir ve borcun tamamını talep edebilir. Kefil borcu ödediği gün rücu hakkı kazanır; ödenen tutarı, işlemiş faiz ve yargılama giderleriyle birlikte asıl borçludan talep edebilir. Ödeme yapılmazsa kefilin kişisel mal varlığına haciz uygulanır ve banka hesaplarına bloke konulur.
Kefalet, sözleşmede süre veya limit sona erdiğinde kendiliğinden biter. Taraflardan biri tek taraflı vazgeçme beyanıyla yükümlülüğü ortadan kaldıramaz. Eğer alacaklı yeni kredi dilimi açmak için sözleşme tadili istiyorsa kefil, bu değişikliğe onay vermeyerek yeni riskten muaf kalabilir. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. Borcun tamamı ödenip hesap kapandığında kefilin sorumluluğu da fiilen sonlanır ve alacaklı tarafından ibra belgesi düzenlenebilir.
Kefil, yaptığı her ödeme için rücu hakkını kullanarak borçludan aynı tutarı tahsil edebilir. İcra masrafı ve avukat ücreti gibi ferî giderler de bu kapsama girer. Ayrıca kefil, taşınır ve taşınmaz rehni varsa alacaklının haklarına halef olma fırsatına sahiptir. Böylece teminat sırasını kaybetmeden tahsilat yapabilir.
Sorumluluk, sözleşmede yazılı anapara, faiz, komisyon ve masraf limitleriyle sınırlı yürür. Eş rızası, kefil imzasından önce ya da en geç o anda mevcutsa kefalet geçerlilik kazanır. Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Aksi durumda kefil borçtan sorumlu tutulamaz. Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.
Ayrıca alacaklı, vade tarihinden itibaren 10 yıl içinde icra takibine başlamazsa kefalet zaman aşımına uğrar.
Mevzuata göre müteselsil kefil damga vergisi oranı %09,48’dir. İlgili vergi, kefalet limiti üzerinden hesaplanır.
Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip, düzenli gelir beyan eden ve kredi notu uygun gerçek kişiler kefil sıfatını üstlenebilir. Tüzel kişiler de yönetim kurulu kararıyla kefalet verebilir. Bu durumda şirket, tüm mal varlığıyla sorumlu olur. İflas erteleme sürecindeki kişi veya kuruluşlar kefil olarak kabul edilmez. Çünkü teminat gücü kanunen zayıf sayılır.
Kefalet yazılı yapılır, limit ve süre kefilin el yazısıyla belirtilir ve evli ise eş rızası eklenir. Sözleşmede faiz oranı ve ferî giderler açıkça yazılmazsa kefil bu kalemlerden sorumlu tutulmaz. Şartlara uyulmadığı takdirde mahkeme, kefaletin geçersiz olduğuna karar verebilir ve kefil aleyhine başlatılan takip iptal edilebilir.
Multinet Up Blog’da yer alan içeriğin yalnızca bilgi verme amaçlı olduğunu, hukuki görüş ve tavsiye içermediğini, bilgilerin Multinet Up Blog’un hazırlanma tarihindeki mevzuata dayalı olduğunu ve zamanla mevzuat değişiklikleri ile ilgili kurumların görüşleri çerçevesinde güncelliğini yitirmiş olabileceğini bildiririz.