İşletmenizin sürdürülebilirlik hedeflerini somutlaştırmak ve rekabet gücünü artırmak adına, yerel üreticilerle kurduğunuz iş birlikleri büyük önem taşır. Bu tür ortaklıklar sayesinde tedarik zinciri kısalır, lojistik kaynaklı çevresel etkiler azalır ve işletmenizin sürdürülebilirlik politikaları güç kazanır. Ekolojik üreticilerle çalışmak, sürdürülebilir üretim prensiplerinin kurum kültürünün doğal bir parçası hâline gelmesine katkı sağlar. Böylece yalnızca çevreyi korumakla kalmaz, aynı zamanda bölgenizdeki yerel işletmelerin ekonomisine de doğrudan destek vermiş olursunuz.
Bugün yaptığımız her tüketim tercihi, gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağımızı doğrudan şekillendirir. Bu nedenle, sorumlu tüketim alışkanlıklarını benimseyerek çevreye, topluma ve ekonomiye olan etkilerimizi pozitif yönde dönüştürmemiz mümkündür.
Modern çağda doğal kaynakların tükenme hızı giderek artarken, çevresel riskler ekonomik sistemleri ciddi şekilde tehdit eder. Bu doğrultuda şirketler, hem verimlilik hem de çevresel sorumluluk ekseninde yeni ve sürdürülebilir çözümler arayışına yönelir.
Gelir akışını tek bir kaynağa bağlayan bireyler, küresel düzlemde yaşanan ekonomik belirsizlikler karşısında finansal açıdan savunmasız kalabilir. Bu noktada devreye giren pasif gelir yaklaşımı, bu tür mali problemleri bertaraf etme imkânı sunan etkili bir stratejidir.
Resmî olarak çalışanların sağlık, tatil, doğum veya daha farklı nedenler için kullanabilecekleri çeşitli izin türleri bulunur. Bu izin türleri, temelde ücretsiz ve ücretli izin olarak ikiye ayrılır.
Çalışanların motivasyonunu ve şirkete bağlılığını artırmanın yolu, hakların ve sorumlulukların eksiksiz yerine getirilmesinden geçer.
Hızla değişen iş dünyasında pek çok şirketi müşteri deneyimini geliştirmeye odaklanmış durumdadır. Elbette rekabetin en üst safhada yaşandığı piyasa ortamındada varlık gösterebilmenin yolu, müşteriler kadar çalışanların da deneyimini iyileştirmekten geçer. Günümüzde pek çok şirketin çalışanlarının memnuniyetini, motivasyonunu ve bağlılığını artırmayı hedefleyen uygulamalara başvurduğuna sıkça rastlamak mümkündür.
İş yerlerinde personellerin görev tanımına göre değişen farklı riskler bulunur. Zamanla meslek hastalığına dönüşebilen bu durumlara karşı önlem almak son derece önemlidir. Örneğin dönemsel izinler, çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığını korumaya yardımcı olur. Bu önlemler arasında yer alan şua izni, sağlık kuruluşlarının radyoloji bölümlerinde çalışanlara verilir.
Çalışanlarınızın zihinsel ve bedensel iyiliğini gözeterek motivasyonunu ve şirkete bağlılığını artırabilirsiniz. Ancak bunun için sadece iş yeri içindeki durumları değil, personellerin kişisel hayatındaki gelişmeleri de göz önünde bulundurmanız gerekir. Örneğin bir yakını rahatsızlanan ekip üyenizin işine odaklanmasını ya da yüksek performans göstermesini beklemeniz doğru değildir. Böyle durumlarda çalışanlarınıza refakat izni verebilirsiniz.
Kadın çalışanların hamilelik dönemlerine yönelik bazı yasal düzenlemeler bulunur.
İşverenler, çalışanlarının fiziksel ve psikolojik sağlığını gözetmek durumundadır. Aksi takdirde personellerin görevlerini yerine getirmesi ve şirkete olan bağlılığını koruması zorlaşır. İşverenlerle çalışanların haklarını ve sorumluluklarını içeren 4857 sayılı İş Kanunu, sağlık durumlarıyla ilgili hükümlere yer verir.
İş sözleşmesi, işverenle çalışanın haklarına ve sorumluluklarına yer verir. 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde düzenlenen bu resmî belgeye göre ücretli ve ücretsiz olmak üzere iki ayrı izin türünü kullanmak mümkündür. Yazının devamında bu izin türüne dair merak edilenleri açıkladık.
Çalışan anne ve baba adayları ile işverenlerin en çok merak ettiği konuların başında doğum izni geliyor. Doğum izninin ne zaman başlayacağı, nasıl uzatılacağı ve bitişi gibi konular hakkında birçok soru kafaları kurcalıyor. Sizin için doğum izni ile ilgili merak edilen tüm konuları derledik.
Çalışanların tatil, sağlık, özel durumlar gibi çeşitli nedenler ile iş yerinde bulunamadıkları süreler için izin kullanmaları gerekebilir.